Doğal Olalım, Doğal Ürünler Yiyelim Ama Abartmayalım

Şimdi doğal olmak moda.

Şeker, pirinç işlenmemiş olsun, aman yediğim içtiğim doğal gübreyle yetişsin, GDO falan tu kaka. İyi de doğal yaşamın başka taraflarını bu arada es geçiyoruz. İşimize nasıl gelirse…Olur mu öyle doğanın burasını, alalım şurasını bırakalım? Doğal olacaksan ya tam ol, ya da oluyormuş gibi yapma.

Şöyle…

Ormandaki ayı ile aslan herhalde bizim en sıkı “doğal yaşam” fanatiğimizden daha doğal yaşıyorlardır, değil mi? Su nehirden, bal kovandan, et de avdan.

Erkek aslan kızıştı mı çiftleşiyor, hem de öyle üçe beşe bakmıyor, bir mevsimde 20-30 dişiyle işi bitiriyor. Buna karşılık dişi ayı da çocuğu garantilesin diye bir günde bir sürü erkekle çiftleşiyormuş. Sosyal olarak bunlarda ne utanma var ne de ormanın kuytusunda evlilik cüzdanı soran. Erkek aslana kimse çapkın, dişi ayıya da orospu demiyor… “doğal” olarak.

Hani doğal olan makbüldü? İnsanlar makine mi oldular şimdi?

Ayrı konu ama, bu çapkın/orospu ikilemesi de insanlar arasında gene riyakarca kullanılıyor. Her ailede kadınların bile hafif bir sırıtışla ve zevkle bahsettiği çapkın bir abisi, eniştesi, dayısı, akrabası vardır. Ama aynı çapkınlığı zevkle bahsedilen dayı değil de koca yaparsa o sırıtış gider yerine tırnaklar çıkar. Erkek de aslında adı mahallenin orospusuna çıkmış kadına kızmış görünür ama sıra bana da gelir mi acaba diye zevkli hayaller de kurabilir.

Kısaca, doğal olanla olmayanı fazla kurcalayınca olmuyor. Madem ki tam doğal olamıyoruz şekeri de beyaz yiyelim, gübre fosfat mıydı, yoksa ineğin sıçtığı mıydı kafayı yormayalım, bir şey olmaz.