Monthly Archives: March 2019

YAŞAMANIN AMACI, HAYATIN ANLAMI VAR MI?

Öyle ulvi, felsefi bir amaç falan yok, icat ettiğimiz birşey. Hani düşünebiliyoruz ya, alet falan yaptık, uzaya da çıktık, eh bi de amaç uydursak kendimize iyi olurdu.

Bir kere son kullanma tarihi olan “şeylerin” (üstelik kısa ve belirsiz) nasıl bir amacı olabilir? Öyle “yaşamanın amacı” gibi büyük bir anlam çıkmıyor bence.

Otomobil alırsın, amacı seni taşımaktır. Basittir yani, felsefi bir şey çıkmaz ondan. Yıkatırsın, bakım yaptırırsın, o farkına varmaz, oh yıkandım ferahladım falan demez, sana verdiği hizmetin farkında da değildir. Modern insan düşünüyor ya, amacı olması lazım zannediyor.

Görünen o ki yaşayan organizmaların tek amacı üremek. Bu kesin birşey. Yaşayan herşey ya bölünerek, ya çiftleşerek üremeye çalışıyor. Amip de, böcek de, insan da. Hatta bir çoğu üremek için ölmeye bile razı oluyor. Mesela somon balığı, illa ki yumurtlayacağım diye nehirlerden tersine yüzüyor, bir dünya badire atlatıyor ondan sonra da yumurtlayıp ölüyor. Somon balıkları için yaşamın amacı neyse bizimki de o. Yaşamaya devam etmek için yemek ve arkasından da üremek.

Biz insanlar -hala açlık olsa da- yemek işini halletmişiz, üremeyi de sınırlamışız. Doğadaki gibi avlanıp karnımı doyurayım, her yıl belli dönemlerde de illa ki çiftleşeyim, yumurtlayayayım demiyoruz. Eh ne kaldı geriye amaç olacak? Sanal icatlarımız kaldı. Mesela aidiyetler, mesela felsefe, mesela ayrımcılık, mesela üstün olmak, mesela düşman olmak, mesela sanat yapmak, mesela dünyanın içine edip Mars’a gitmek ve hatta şu anda yaptığım gibi “bak ben ne akıllıyım, neler düşünüyorum, beğenin beni” diye birşeyler yazmak.

İşte bunların hepsi, tabiri caizse “amacını aşmak” oluyor bence. Otomobilin amacı seni bir yerden bir yere taşımak. Süper, gerçek, mantıklı ve yeterli bir amaç. Otomobille hava atmak da olabilir. Ama o, otomobilin değil ama insanın amaçlarına girer.

Sonuç olarak, felsefi bir geyik olarak “yaşamın amacı, hayatın anlamı” ortamlarda havalı bir konu olsa da fazla abartmayalım. Evren -yoksa evrenler mi- gibi aklımıza sığmayan büyüklükler ve zamanlar içinde böcek mi, insan mı oluşumuzun çok da bir farkı yokmuş gibi geliyor bana.